Ass to ass.

İki adam. Köpek pozisyonunda takılı kalmışlar, pantolonlarının kalçaya kadar olan bölümü açık. Acaba fazla mı içtim, acaba diğerlerinden çok keskin farkları olan bir halüsinasyon mu görüyorum? Freud ne derdi kimbilir. Soruyorum, sormak zorundayım. 'Siz ne yapıyorsunuz beyler?' Sol taraftaki genç olanı yüzünde geniş bir gülümsemeyle sırıtmaya başlıyor ve heyecanla konuşuyor. 'Merhaba! Temiz bir dünya için götgöte vermeye ne dersiniz?' Hah, iki sokak ötede evimin güvenli huzuru beni beklerken karşılaştığım şeye bak. Bu iki manyaktan kurtulmalıyım. Belki rasyonel insanlardır diyerek konuşmayı biraz daha uzatmaya karar veriyorum ve bu manzarada mantık aradığıma göre kesinlikle fazla içmişim. 'Nasıl olacak o? Götümüzle mi temizleyeceğiz dünyayı?' İkisi de gür ve neşeli bir sesle haykırıyor. 'Evet!' Genç olan hemen açıklıyor. 'Mesela ben sıçacağım diyelim. Bokum çıkıyor ve arkadaşımın götüne geri giriyor. Böylece hiçbir yer kirlenmiyor, dünya tertemiz kalıyor!' Midem tango yapmaya karar veriyor ve kusmaya başlıyorum, biraz önce duyduğum şeyin hiç gerçekleşmediğini umarak. Sağ taraftaki yaşlı olan kendinden emin bir edayla konuşmayı devralıyor. 'Senin temiz bir dünya için ağızağıza vermen gerekecek.' Böylece kahvaltıdaki tosta da veda ediyorum. Mutlulukla iğrenerek seviyorum bu şehri.

Hiç yorum yok: